24 Aralık 2010 Cuma

Oğlumun Tazecik Soğanları

  Oğlumla birlikte taze soğan yetiştirdik.
  İki kuru soğanı içi su dolu cam şişelere koyduk. 2-3 günde bir sularını değiştiriyoruz. Sık sık boylarını ölçüyoruz. Hatta bir kaç saat arayla bile kontrol ettiğimiz oluyor. Çünkü oğlum çok heyecanlı. Kendi yetiştirdiği soğanları bir an önce yiyebilmek için sabırsızlanıyor.


  Çok sabretti ama artık yiyebilir. Kendin büyüt kendin ye..


İşte taze soğanlarımız hazır..

20 Aralık 2010 Pazartesi

Bugün Dünyadaki Son Günümüz Olsaydı

  Ya bugün dünyadaki son günümüz olsaydı.. Nelerden vazgeçmek zorunda kalacaktık? Neleri arkamızda bırakıp gidecektik? Çoğu zaman bunu hiç düşünmeden hareket ediyoruz. Hatta hiçbir zaman düşünmek istemiyoruz. Çünkü düşüncesi bile bizi korkutuyor. Peki ama nelere sahibiz?

  ...................
  Belki bunların hepsine sahibiz, belki daha fazlasına, belki de birine. Önemli olan sahip olduklarımızın kıymetini bilmek ve yaşadığımız her güne dünyadaki son günümüzmüş gibi bakabilmek. İşte o zaman herşeyi çok daha farklı görebiliriz ve mutlu olmak için ne kadar çok nedenimiz olduğunu daha iyi anlarız..

18 Aralık 2010 Cumartesi

Güzellik Uykusu


  İsveçli bilim adamları, yaptıkları araştırmayla "güzellik uykusu"nun işe yaradığını ortaya koydu.

  Stockholm'deki Koralinska Enstitüsündeki bilim adamları, güzellik uykusunun bilinen bir kavram olmasına rağmen bilimsel destekten yoksun olduğunu düşünerek araştırma için kolları sıvadı.

  Araştırmada, iyi bir uyku çekenlerin,uykusuz kalanlara göre daha çekici ve sağlıklı olduğu belirlendi.

  Araştırmaya katılan gönüllülerin, 8 saat uykudan sonra ve 31 saat uyanık tutulduktan sonra fotoğraflarını çeken bilim adamları, uyku yoksunu katılımcıların daha az sağlıklı ve çekici olduğunu kaydetti.

  Araştırma ekibi, normal bir gece uykusu uyuyan ve daha sonra gece uykusundan mahrum edilmiş 23 genç erkek ve kadının fotoğraflarını gözlemcilerden değerlendirmesini istedi.

  Kameradan aynı uzaklıkta tutulan, makyaj yapılmayan ve aynı yüz ifadesine bürünen katılımcıların fotoğraflarına bakan gözlemciler, uykusuz olanların, yeterince uyuyanlara göre daha az sağlıklı, daha çok yorgun ve daha az çekici olduğu sonucuna vardı.

  Doktorların, hastalarının rahatsızlığını daha iyi anlamalarına yardımcı olacağı ifade edilen araştırmanın sonucu British Medical Journal dergisinde yayımlandı.

17 Aralık 2010 Cuma

Aşure Günü

  Hicri takvime göre yılın ilk ayı ''Muharrem''in 10'ncu günü olan ''Aşure günü''nde her yöre kendine özgü gelenekleriyle bütünleştirdiği bereketin sembolü aşureyi, eş, dost ve akrabalarının yanı sıra yoksulundan zenginine toplumun tüm kesimlerine dağıtıyor.
    İslam dininde yemeklere ilişkin en belirgin örneklerden birisi olan aşure, Muharrem ayının 10. gününden ay sonuna kadar yapılıyor. Yurdun dört bir yanında pişirilen dağıtılmaya başlandı.
Ana malzemelerini su, buğday, şeker, su, nohut ve fasulyenin oluşturduğu aşurenin içine konan bazı malzemeleri ilden ile, yöreden yöreye değişebiliyor.
   Bazı yörelerde kurbanın kuyruk yağından, Zonguldak Devrek ilçesinde ise etinden bir parça saklanıyor ve aşure pişirilirken içine atılıyor. Denizli'de ise aşure pişirildiğinde, yanında keşkek de pişirilip dağıtılıyor.
   Muharrem ayının 10. günü olan ve Arapça ''Aşara'' diye ifade edilen bugünde, ''Hz. Adem'in günahından dolayı ettiği tövbenin kabul olunduğu, Hz. İbrahim'in doğduğu ve ateşten kurtulduğu, Hz. Yakup'un oğlu Yusuf'a kavuştuğu, Hz. Eyüp'ün şifaya kavuştuğu, Hz. İsa'nın göğe çekildiği, Hz. Nuh'un bindiği geminin tufan bitip sular çekilince Cudi Dağı'na oturduğu'' belirtiliyor.
   Aşure'nin yapılışı ise şöyle rivayet ediliyor:
''Tufandan kurtulan Hz. Nuh, gemide kalan çeşitli erzaktan tatlı bir çorba pişirilmesini söylemiş. Tufandan kurtulanlar o günü kutlayarak bayram etmişler ve çorbadan yemişler. Ayrıca Hz. Muhammed'in torunlarından Hüseyin, Kerbela'da yine Muharrem ayının 10. günü şehit edildi. Zamanla aşure, onun ve onunla birlikte Kerbela'da ölenlerin ruhu için pişirilip dağıtılmaya başlandı.''

16 Aralık 2010 Perşembe

İnsanları En Çok Neler Mutlu Eder?

  New York Times’a göre tatile gitmek, spor yapmak ve hobilerle ilgilenmek, insanı paradan daha çok mutlu ediyor.
   Amerikan New York Times gazetesi mutluluğun sırrını araştırdı. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda belli miktarda paraya sahip olmanın mutluluğu getirdiği ortaya konmuştu.
Temel ihtiyaçlarını karşılayabilen insanların hayattan daha çok zevk aldığı biliniyor ancak ne kadar paranın insanı daha mutlu ettiği tartışılıyordu. Yeni araştırmalara göre, temel ihtiyaçları karşıladıktan sonra çok az para da insanları mutlu etmeye yetiyor. 
  Wisconsin Üniversitesi’nin yaptığı bir başka araştırma da insanların 9 farklı alanda para harcadığını, bunlardan yalnızca hobilere ve tatile harcanan paranın insanları mutlu ettiğini ortaya koydu. Tatile gitmek, sevdiğiniz bir sporla uğraşmak, sinemaya gitmek, ailenizle vakit geçirmek bu aktivitelere örnek olarak gösterildi. Amerikan Ulusal Yaşlanma Enstitüsü’nün araştırması da hobilere harcanan 20 bin doların insanı evlenmiş kadar mutlu ettiğini gösterdi.
  Uzmanlara göre bu tip aktivitelerin insanı mutlu etmesinin ana nedenlerinden biri sosyalleşmenin önünü açmaları. Eşiyle tatile çıkan, çocuklarıyla yürüyüş yapan bir kişinin sosyal ilişkileri güçleniyor, böylece kişi hayata daha çok bağlanıyor ve kendini mutlu hissediyor. Bu tip aktivitelerin mutluluk getirmesinin ikinci nedeni ise satın alınan eşyaların aksine bunlarla ilgili duyguların uzun süre hatırlanması.
  California Riverside Üniversitesi’nden Profesör Sonja Lyubomirsky “Mesela son moda bir elbise satın alan bir kadın bunun mutluluğunu yalnızca o an yaşıyor, halbuki kocasıyla Roma’da gezen bir kadın tatil kötü bile geçse o günleri yıllarca hatırlıyor” diyor.
  Profesör Lyubomirsky, mutluluk hissinin artırılması için şunları öneriyor:
- Uzun tatiller yerine 2-3 günlük tatillere çıkın.
- Pahalı bir elbise alacağınıza haftada bir masaj yaptırın.
- Son model bir cep telefonu alacağınıza uzaktaki  bir arkadaşınızla uzun uzun konuşun.
- Tatilinizi planlarken biletlerinizi erkenden alın. Beklenti, mutluluğu zamana yayıyor ve artırıyor.

14 Aralık 2010 Salı

Çocuklarınızla Ne Kadar İlgileniyorsunuz?

          

AYNAYA BAKIN VE KENDİNİZE İTİRAF EDİN
          

Aşağıda verilen soruları anne-baba olarak birlikte yanıtlayıp değerlendiriniz. Verdiğiniz yanıtlar çocuklarınızla ne kadar ilgilendiğinizin farkında olmanızı sağlayacaktır.

1)    Çocuklarınızı tanıyor ve hangi alanlarda başarılı ya da başarısız olduğunu biliyor musunuz?

2)    Çocuklarınız için koyduğunuz kurallarda tutarlı olduğunuzu düşünüyor musunuz?

3)    Çocuklarınıza karşı haksızlık ettiğinizi düşündüğünüzde bu duygularınızı onlarla paylaşıyor musunuz?

4)    Çocuklarınızı cezalandırdığınızda ya da hatalı bir davranışını gördüğünüzde ceza vermeden ve onu suçlamadan önce dinliyor musunuz?

5)    Çocuklarınızı eleştirmeden önce hatanın sizden kaynaklı olabileceğini düşünüyor musunuz?

6)    Çocuklarınızı sevdiğinizi, onlara değer verdiğinizi, güvendiğinizi, söz ve davranışlarla ifade edebiliyor musunuz?

7)    Çocuklarınıza yeterli zaman ayırabiliyor musunuz?

8)    Çocuklarınızın sizinle konuşmak istedikleri konularla ilgilendiğinizi ve onunla paylaşmaya hazır olduğunuzu hissettiri-   yor musunuz?

9)    Çocuklarınız hakkında öğretmenlerinden bilgi almak için yeterli zamanı ayırıyor musunuz?

10) Çocuklarınızın normal davranışlarından farklı bir durum gözlediğinizde ilgili kişilerle görüşme yapıyor musunuz?

11) Çocuklarınız derslerinde başarısız olduğunda bu durumun düzeltilebileceğinin farkında mısınız?

12) Çocuklarınızı her yönüyle çağdaş bir birey olarak yetiştirebilmek için çeşitli kaynaklardan yararlanıyor musunuz?

13) Çocuklarınızın sağlığıyla yeteri kadar ilgileniyor musunuz?

 
 
                             
 

13 Aralık 2010 Pazartesi

Kar Yağıyor

  Lapa lapa kar yağıyor ve her tarafı bembeyaz bir örtüyle kaplıyor.
  Üç yaşındaki oğlum sürekli, '' ne zaman kartopu oynayacağız, hadi kardanadam yapalım'' diyor. İki yaşında tanışmıştı karla ve kartopu oynayıp kardanadam yapmayı çok sevmişti. Sabırsızlıkla her yerin karla kaplanmasını bekliyor. O kadar mutlu ki onu böyle görmek bizi de mutlu ediyor. Mutlu ailemizin mutluluğunu karla pekiştiriyoruz.







  Lapa lapa kar yağıyor ve bize yepyeni başlangıçlar için temiz bir dünya yaratmaya çalışıyor sanki.. Bu fırsatı çok iyi değerlendirebiliriz. Yeni dünyamızı istediğimiz gibi şekillendirebiliriz.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Mutlu Aile İçin ''Evlilik Niyet Sözleşmesi''

Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın "Son Sığınak Aile" isimli yeni kitabı Nesil Yayınlarından çıktı. Prof. Dr. Tarhan'ın kitabında yer verdiği "Evlilik Niyet Sözleşmesi" şöyle:

Aşağıdaki maddeleri ön şartsız olarak kabul ediyorum:

1. İki ayrı kişiyiz; ancak bir bütünün parçalarıyız. Özgürlüklerimiz ve sorumluluklarımız arasındaki dengeyi unutmayacağız.
2. Ortak ideallerimiz ömür boyu sevgi, saygı ve güvene dayalı birlikte yaşama hedefidir.
3. Büyük kararları birlikte alacağız. Karar verirken en önemli değerlerimiz açıklık, dürüstlük, karşılıksız sevgi ve empatidir. Yöntemimiz iyi işbirliği kurabilmek için birbirimizin isteklerini, duygularını ve ihtiyaçlarını anlama çabasıdır.
4. Farklı düşünsek bile birbirimizden çok şey öğreneceğiz, konuşarak ve sevgi dillerini kullanarak çözüm yolları geliştireceğiz.
5. Öncelikle bir diğerimizi değil, kendimizi geliştirmeye çalışacağız.
6. Birbirimizin özel ve sessiz anlarına ve estetik anlayışına saygı duyacağız.
7. Evimizi evrensel değerlere uygun, kurallı bir ortam yapacağız ve bu kurallara birlikte uyacağız.
8. Diğer aile yakınlarımız ve büyüklerimiz bizim için değerli ve önemlidirler. Ancak özelimizin bizde kalmasına özen göstereceğiz.
9. İlişkimizde güven esas, kuşku istisnadır. Kriz anında aile büyüklerinin ve uzmanların hakemliğini kabul ediyoruz.
10. Çocuklarımızın iyi yetişmesi için evimizin sıcak, sevimli ve mutlu eden bir ortam olması gerektiğinin farkındayız.

Aile Mutluluğu Neden Önemlidir?

  Ailenin mutlu olması çok önemlidir. Bunun pek çok sebebi vardır. Bu sebeplerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
  • Evinde ailesiyle mutlu olamayan birey mutluluğu başka yerde arar. Ailesinden uzaklaşır ve zamanının çoğunu kendisini mutlu eden kişilerle geçirir. Bu da ailenin dağılmasına sebep olabilir.  

  • Evinde mutlu olamayıp da farklı çevrelere yönelen bireyler ve özellikle çocuklar yanlış kişilerle arkadaşlık edebilir.Çocuk ailesinden uzaklaştıkça bu yeni gruba daha sıkı bağlanır. Onların kendisine zarar verdiğini fark etmez ya da çok geç fark eder.

  • Mutlu bireyler mutlu ailelerde yaşar. Mutsuz ailelerde mutsuz bireyler yaşar. Dolayısıyla mutsuz ailelerin çok olduğu bir toplumda mutsuz insan sayısı artar.
                     

Açık Perdeler

  Evinizin perdelerinin açık olduğunu düşünün. Aileniz dışarıdan nasıl görünüyor?
  Işıklar saçan mutlu bir aile misiniz?

  Yoksa şimşekler mi çakıyor içeride?

  Ya da gününüz gününüze uymuyor mu? Hatta saat saat değişiyor mu durum? Sabah saatlerinde iyisiniz de akşamları mı yaşanıyor huzursuzluklar?
  Bir düşünün.. Eğer her zaman ışık saçan bir aileyseniz ne mutlu size. Ama evde daha çok şimşekler çakıyor da siz bu durumu değiştirmek istiyorsanız hemen bir aile toplantısı yapın. Daha mutlu bir aile olmak için yapabileceklerinizi konuşun ve bir an önce uygulamaya başlayın..

10 Aralık 2010 Cuma

Renkli Aile Tablosu

  Hadi, renklerden de yardım alarak ailemizin resmini çizelim ve bu resmi odamızın duvarına asalım.
  Nasıl bir tablo çıktı ortaya? Karşında görmek istediğin tablo gerçekten bu mu? Herkes nasıl görünüyor, resimde hangi renkler ağır basıyor? Pembeler, kırmızılar, sarılar mı yoksa siyahlar, griler, kahveler mi? Eğer istediğin aile tablosu buysa herşey çok güzel demektir. Ama istediğin daha renkli, sevgi dolu, gülen yüzlerin olduğu bir tabloysa, bu tabloyu yaratmak için hemen harekete geç.

Senin resmin hangisine benziyor? Yukarıdaki resme mi yoksa aşağıdaki resme mi? Eğer yukarıdaki resme benziyorsa sorun yok. Ama eğer aşağıdaki resme benziyorsa bu tabloyu değiştirmek için üzerine düşeni ve elinden geleni yap.


Mutlu Aile

  Mutlu aile, aile bireylerinin birbirlerini koşulsuz sevdiği, övdüğü ve cesaretlendirdiği ailedir.


 

Ailenin mutluluğu için aile bireylerine düşen görevler vardır. Bu görevlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
  • Aile bireyleri her fırsatta birbirlerine sevgilerini göstermelidirler.
  • Aile mutluluğu evde hiçbir problemle karşılaşmamaya değil, problemlerin üstesinden gelebilmeye, aile içi ilişkileri olumsuz etkilemesine izin vermemeye bağlıdır.
  • Küçük ya da büyük bir hatada incitici ve kırıcı eleştirilerden sakınılmalıdır.
  • Hiçbir anlaşmazlığın uzun süreli olmasına izin verilmemeli, en kısa zamanda tatlıya bağlanmalıdır.
  • Bir tartışma sırasında birbirlerinin iyi yönlerini hatırlamaya çalışmalı, beğenilmeyen yönlerinin tüm iyiliklerini örtmesine izin verilmemelidir.
  • Aile bireyleri kendilerini düşündükleri kadar diğer aile bireylerini de düşünmelidirler.

6 Aralık 2010 Pazartesi

Mutlu çocuklar, mutlu ailelerde yaşar.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...